4 Ağustos 2009 Salı

Dostum Dostum MSN'e Gelsene Canım...

Ne kadar tanıyoruz birbirimizi?

Bu soruyu herkes kendine bir gün bir şekilde sormalı... Sanal alem arkadaşlıkları, internet sosyalliği almış başını giderken, insan bir an durup kendini sorgulamalı...
Arkadaşlık ve sosyallik çağımızın iki güçlü kavramı. Çok değil 50 yıl geriye gidelim. Evet bir 50 yıl... Yaşanılan ortam; köyler, gelişmemiş şehirler veya belki de bir mahalle... İnsanlar aynı, insanlar yakın, insanlar "birbirini bilen" sosyal olma ihtiyacı yok, öyle bir kavram yok daha doğrusu. Herkes içiçe. Asosyal insan tanımına uyacak insan yok...
Belki sessiz insan var, onlar da az...

Günümüz peki?
Koca koca metropoller, internet, insan, okullar... Eğitim hayatı, iş hayatı... Her taraf insan dolu... Hepsi bir dert içinde, hepsi koşuşturuyor... Herkes çabalıyor, emek sarfediyor, bitmek tükenmek bilmeyen bir tempo... Beklentiler çok yüksek, hayat "özlem" ve yapamadıklarınızla dolu. Dolayısı ile daha iyiye, daha güzele, daha yüksek standarda özlem...
50 yıl öncenin paylaşımı yok olmuş, bırakın 50 yılı yahu, 10 yıl öncenin paylaşımı yok artık. Posta kartları, ucu yakılan mektuplar, telgraflar, sabit telefonlarla gayet kablolu iletişimler zaten tarihe gömüleli çok oldu. Cep telefonlarının hayatımıza girmesiyle bozulan iletişim, ardından internetin hayatımıza girmesiyle tamamen bitme noktasına geldi. Şimdi bir de yepyeni 3G miz var, dörtbir yanımızı sardı modemler, wi-fi ler, wireless lar...
Bayram tebriklerinin yerini smsler, mmsler almışsa, yeni yıl tebrikleri yerini e-maillere bırakmışsa, arada özleyip de sesini duyacağın, hal hatır soracağın kişilerle iletişimin yeni yolunu msn de webcam açarak/açtırarak bulmuşsan şimdilerde 3G ile görüntülü aramak aranmak yaşamının tam orta yerine çöreklenmişse zaten bir çok şeyi çoktan yitirmişiz demektir.
İlişkiler 10 yil oncesi kadar masum değil... Hiç değil hemde. Aşklar hayaller uğruna bırakılıp gidilebilecek bir meta... aşıklar aşkı bilemeyecek kadar kafası karışık geziyorlar ortada...
ve saklanma ihtiyacı... kendini başka bir insan gibi pazarlama ihtiyacı... insan içine çıkmadan, insanları görmeden, olmasını istediğiniz "siz" ile, olmasını istediğiniz gibi bir sosyallik... bu işte sözünü ettiğimiz internet sosyalliği. Hayatla başa çıkamadığınızda kaçtığınız sosyallik... Akşam eve gittiğinizde sizi karşılayan sizin gibi internet sosyali arkadaşlardan oluşan bir dünya... işyerinde işten kaçan, evinde sorunlardan kacan, hayatında kendisinden kaçan insanlar... Aşktan kaçan, karşısındakine güvenemeyen insanlar... Tüm bunlar ne kadar gerçek? Ne kadar merkezinde hayatlarımızın? Düşündünüz mü?

Gerçek hayat denilen şey nedir peki?
Yolda giderken yanınızdan geçenler, iş yerinde yan masanızda çalışanlar, aynı sınıfta okuduklarınız, dersanede aynı dersten ortalama yaptıklarınız, belki alışveriş ettiğiniz esnaf vs. bunları çoğaltabiliriz... Saydıklarımın hepsi bilinçli bir seçimle, kişiyi tanıyıp bilerek değil ama o an yanımızda oldukları için bizimle olan insanlar. Halbuki internet işyerinde,okulda,evde başka bir iş yapan insanların yaptıkları iş ve bulundukları yerle alakasız olarak, yazılarıyla, sesleriyle, kamera görüntüleriyle yani somut olarak değil soyut olarak içinde bulunduğu, sosyal konumdan bağımsız daha farklı bir ortam. O yüzden internet sosyalliği "gerçek" hayat sosyalliğinden farklı olarak coğrafi kısıtlamalar olmadan, sosyal ve ekonomik fark nispeten daha az gözetilerek tanışılan insanlarla, fiziksel özelliğin daha az önem arzettiği, ne düşünüldüğünün kelimelerle ifadesinin önem kazandığı, ortak zevk, korku, tepki, eğlence, ideoloji vs. gibi bir paydada birleşilerek başlatılan daha farklı bir sosyallik. Gerçek hayat sosyalliğinden farklı olarak bulunulan ortamın zorunlu tuttuğu bir çerçevede değil, istenilen her yöne yayılabilecek bir insan kaynağından seçilen bir sosyallik...
İyi tarafları olduğu kadar kötü taraflarının da çokca olduğu bir sosyallik... Güven handikapına zaten hiç girmeyeceğim bu yazıda o başlı başına bir yazı dizisi olacak kadar geniş bir mesele.
Benim söz etmek istediğim şey daha basit, daha yüzeysel sorunlar. Mesela kelimelerine, duygularına, yazdıklarına saygı duyup önem verdiğiniz bir insanı düşünün, yıllarca yüzyüze görüşmeden, dokunmadan, birlikte elle tutulur gözle görülür bir şeyi paylaşmadan, ağız dolusu gülmeden, omuzunda ağlamadan yaşanılıp giden bir arkadaşlığın sınırlarını çizmişsiniz, sanalda tanışıp belki de hep sanal kalması gerekecek bir coğrafyanın insanı bu. Sırlarınızı paylaştığınız, içinizi döktüğünüz insan... Gün gelip ortadan kaybolursa nedensiz ya da artık daha az görüşmeniz gerekirse internette ya da ne bileyim acil birşey olduğunda paylaşmak isterseniz ya da ihtiyaç duyarsanız yardımına, düşünün bakalım cep telefonunuzda adresi ya da telefonu kayıtlı mı? Hadi bunu biraz daha irdeleyelim, adresi telefonu bir yana bırakalım kaç kardeşi olduğunu biliyor musunuz? ya isimlerini kardeşlerinin? ailesinin nerede yaşadığını? babasının ne iş yaptığını? aslen nereli olduğunu? hangi üniversitenin hangi bölümünden mezun olduğunu? askerliğini yapıp yapmadığını? kaç çocuğu olduğunu? çocuğunun adını? cinsiyetini? en yakın arkadaşının kim olduğunu? ne iş yaptığını? biz bunları gerçek hayatımızda biriyle tanıştığımız zaman tanışma vesilesi olarak sorarız halbuki değil mi? konu konuyu açsın, tanışıklık ilerlesin diye...
Peki sizin sanal sohbetlerinizin genelde seyrettiği çerceve ne? hep aynı şeyleri mi konuşup paylaşıyorsunuz yoksa hayata dair herşeyi mi? herkesle herşeyi konuşmam diyenlerden yani arkadaşlarını kategorize edenlerden misiniz yoksa hepsi bir diyenlerden mi? Msn de sürekli geyik yapanlardan mısınız yoksa göründüğü gibi olanlardan mı?
Sanal arkadaşlarınızı getirin şimdi hayalinize, kaçına dair bu kişisel bilgilere sahipsiniz? Ne kadar tanıyorsunuz birbirinizi? Birbirinize dair en özel sırları, anıları, duyguları paylaştığınız insanı gerçekten "arkadaşım, dostum" diyebilecek kadar, bu sıfatı hakkaniyetle taşıyacağına inanacak kadar tanıyor musunuz? Sevgili olmaya zaten değinmiyorum bile farkındaysanız...

Yanlış anlaşılmasın, sakın ha! Ben tüm bunları anlatırken internet sosyalliğini yaşayan insanlar asosyal insanlardır demiyorum, tam da bunla alakalı olarak asosyal insanlar asosyalliklerini internet sosyalliği ile aşabilirler bu çok mümkün diyorum. İnsanlar internet sosyalliği ile kendini kısıtlamamalı, sınırlarını sanallık ile çizmemelidir, ha çiziyorlarsa da bu onların asosyalliği değil, sosyal tercih seçenekleridir, saygı duyulmalıdır diyorum.
Yukarıda es geçtiğim ve yine geçeceğim güven handikapını yok sayarsak diğer tüm şartlar sabitken bu arkadaşlığın sınırları belirgin çizilmeli. Günü gelip sanalda tanıştığın insanı uzun paylaşımlar sonucu gercek hayatına dahil edebilmelisin, birlikte birşeyler içebilmeli yazdığı şeyleri dudaklarından dökülürken görebilmelisin, bir arkadaşını bir insana tanıtırken nasıl rahatça iş arkadaşım, ilkokul arkadaşım, asker arkadaşım, maphus arkadaşım, üniversite arkadaşım, çocukluk arkadaşım diye nitelendirebiliyorsan aynı rahatlığı internet arkadaşım derken de yaşamalısın, bundan utanmamalısın ve bundan utanmamak için o arkadaşını gerçekten iyi tanımalısın...

Tanımalısın...

Aydan

3 yorum:

  1. çok sevdim bu yazıyı ben:) internet güzel şey, ortak konuya duyulan bir ilgi sonucu mailleşmelerle, "aaa aynı günde mi doğmuşuz biz?" birini tanıdım ve "internetten arkadaşım" diye gururla anlatabilecek kadar özel bir yerine koydum kalbimin.
    sevgiler çok çok.

    YanıtlaSil
  2. ben de bana zaman icindeki katkılarını asla inkar edemem. cok güzel insanlarla cok özel anıları paylaştım...
    aynı gunde dogdugum guzel insan, hep oldugun gibi kal.
    sevgiyle,
    aydan

    YanıtlaSil
  3. bu guzel friendship'likten yeni haberim oldu.her zamanki gibi sona kaldim,su siralar internet sosyalligini dahi arar oldum.teneffus aralarinda hayati yakalamaya calisan bir yasam okulu ogrencisiyim :)
    Aydan ve Cenk bu guzel,hatta daha da hakeder bi sekilde bizlere ayirmis oldugunuz bu kalbiniz kadar temiz sayfalar icin kendi adima tesekkur ederim.hayatin keyifli yanini sizlerin kaleminden gozetlemek ve gozlemlemekten buyuk keyif alacagimi soylemek istiyorum.her zaman takipcinizim..
    ve Can'a..sanal alemde tanidim seni!istatistigi yapilmisa,varsa eger bu sanal alem dostluklari arasinda;beden bedene,yuzyuze olanina esdeger,BINGO kivamina erismisi,bir numarasi,kiskanilasi olani?emin ol bu bizimkisidir!:) seni seviyorum(other Can):)

    YanıtlaSil