9 Temmuz 2009 Perşembe

Greenpeace Non-Stop !

Santrallerin bacalarına tırmanan Greenpeace eylemcileri, G8 zirvesi için İtalya’da bulunan liderleri Kopenhag İklim Zirvesi öncesinde harekete geçmeye çağırdı. Eylemciler arasında Türkiye’den de 6 kişi bulunuyor. Türk eylemciler şu anda Porte Tolle’deki termik santralin bacasında eyleme devam ediyorlar.


Dünyanın en güçlü ülkelerinin liderleri İtalya’da bir araya gelirken 100’den fazla Greenpeace eylemcisi ülkenin dört kömürlü termik santralini bloke etti. Eylemciler, G8 ülkelerinin devlet ve hükümet başkanlarına iklim değişikliği konusunda liderlik yapmaları çağrısında bulundu.
Kısa bir süre önce L’Aquila’da yaşanan deprem, doğal felaketlerin gücü ve verebileceği hasarı gösteren önemli bir örnek olarak hala hafızalarımızda. Bu deprem önlenemedi ama iklim değişikliğini önlemek mümkün.
Bu nedenle altı Türk Greenpeace eylemcisi İtalya’da G8’e katılacak dünya liderlerine bir mesaj verdi: Bu duruma müdahale edin ve 2009 Aralık ayında Kopenhag’da yapılacak BM İklim Toplantısı’nda dünyaya kurtaracak bir anlaşmaya varılması için çaba gösterin!
Kopenhag, iklim felaketine dur diyebilmek için son fırsat
İklim değişikliği insanoğlunun bugüne kadar karşılaştığı en büyük felaket. Küresel ısınmanın iki derecelik kritik sınırı geçmesi gezegenimizi dönüşü olmayan bir noktaya sürüklüyor. Halen Kuzey kutbu ve Antarktika’daki buzul kayıpları, bilimsel araştırmaların öngördüğü en kötü senaryoların bile ötesine geçmiş durumda. Seller ya da kuraklık nedeniyle toprak kayıpları artıyor, insanlar yaşadıkları topraklardan göçmek zorunda kalıyor. Bu felaketi önlemek ancak kalıcı bir çözümün üretilmesi ile mümkün. Bu çözümün önündeki en büyük engel ise gelişmiş ülkelerin bu konuda yeterince istekli davranmaması.
Kopenhag’ta yapılacak Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’ne beş ay kaldı. Bu beş ay içinde, G8 ülkelerinin liderlerinin alacağı kararlar, dünyayı iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinden kurtarabilir.
Karşı karşıya olduğumuz felaketi önlemek için öncelikle gelişmiş ülkelerin karbon salımlarını önümüzdeki on yıl içinde, 1990 seviyesine göre %40 oranında azaltmak zorunda. 2050 yılına gelindiğinde ise bu oran sıfır seviyesine inmiş olmalı. Ancak durum o kadar kötü ki bu önlemler bile tek başına yeterli olmayacak. Gelişmekte olan ülkelerin karbonsuz ekonomiye geçişleri ve tropikal ormanların korunması için yıllık 140 milyar dolarlık bir fonun gelişmiş ülkeler tarafından sağlanması gerekiyor. Her yıl savunma harcamalarına ayrılan para, bu miktarın on katı. Dünyadaki vahşi tüketim karşısında esas savunulması gereken yerkürenin kendisi. Bu nedenle dünya liderleri bu konuda sorumluluk almalı ve iklimi kurtarmak için gerekli fonları oluşturmalı.
Çözümün bir parçası olmak için Türkiye’nin yapması gerekenler
Türkiye ise artık sorumluluklarını yerine getirmek zorunda. Türkiye’nin karbon salımı 1990 seviyesine göre %119 oranında artış gösterdi. Buna rağmen hala 47 tane kömürlü termik santral yapılması planlanıyor. Eğer enerji politikaları böyle devam ederse Türkiye, 2020 yılında Avrupa’nın en çok kirleten ülkesi olacak.
Bu nedenle artık Türk hükümeti acil adımlar atmalı, kalkınma hakkını koruyarak ve var olan kapasitesini kullanarak sorumluluklarını yerine getirmelidir. Bunun ilk adımı da salım azaltımı için kendine bir hedef belirlemek olacaktır.
Aralık ayında Kopenhag’da yapılacak iklim zirvesinde Türkiye’yi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan temsil etmeli ve iklimi kurtaracak bir anlaşmanın oluşturulması için sorumluluk paylaşarak liderlik örneği göstermelidir.
Bunun yanı sıra Kopenhag’da oluşturulacak anlaşmada, Türkiye Ek-1 ülkesi olmaya devam etmelidir. Bu gruptaki ülkelerin 2020 yılına kadar hedefi %40’lık salım azaltımı sağlamaktır. Türkiye de bu hedeften hakça ve sürdürülebilir bir çerçevede kendi payına düşen salım azaltımını gerçekleştirmeli ve bunun için öncelikle ve acilen kurulması planlanan 47 kömürlü termik santralinden hemen vazgeçmelidir.
Türkiye, sorun yaratan bir ülke olmaktan çok çözümün bir parçası olmak için çaba göstermeli, uluslararası işbirliğine gitmeli ve çevre konusunda, denge siyaseti yerine güçlü liderlik politikasını benimsemelidir.


Kaynak : greenpeace.org/turkey


Aydan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder