7 Temmuz 2009 Salı

MICHAEL JACKSON

Bundan yıllar önce; sanırım 1987 yılında, ben 8 yaşında iken daha kaset ve kasetçaların ne olduğunu yeni yeni anladığım zamanlarda (bakmayın şimdi 8-10 yaşındaki çocukların bilmediği şey yok) ileri görüşlü ve bana her daim hayatımda rehber olan sevgili abim bir albüm aldı eve. Sanırım abimin ilk para verip aldığı bir albümdü. İşte ilk o zaman tanıştım Michael Jackson`la.





BAD albümü benim için yabancı müzik adına ilk severek dinlediğim ve biraz olsun anlamaya çalıştığım bir albümdü. İnanın kliplerini izleyip o yaşamıza rağmen saçma sapanda olsa break dans yapmaya çalışıyorduk çocukluk arkadaşlarımla. Hatta bundan birkaç ay önce, ilkokulda beraber okuduğumuz sınıf arkadaşlarımla toplandığımızda bir arkadaşım (Erdem) bana “sen eskiden break dans yapardın” dedi. İşte yapmaya çalıştığımız break dans, figürler, moonwalk, asi tavırlar hep bize Michael`den bir hatıra.

Yıllarca takip ettik Michael`i, albümleri, klipleri, filmi, hatta çizgi filmi bile vardı. Smooth Criminal şarkısının ardından çektiği film için sinemaya koşmuştuk. Daha sonra evde televizyon başında çizgi filmini izlerdik.

Her ne kadar müziği ile anılsada, sansasyonları da hiç bitmedi. Hakkında çok söylenti çıktı. Beyazlaşmak, makyaj, estetik neyse de çocuk tacizi olayı ise beni çok üzmüştü. Michael`in böyle bir şey yaptığı asla düşünmedim, beni üzen Michael`in bunlarla muhattap olmasıydı. Çünkü ben hiçbir zaman bu iddalara inanmadım. Aslında şimdi ne kadar haklı olduğumu anlıyorum inanmamakla. Gerçekten Michael beyaz mı olmak istiyordu yoksa Dr.Gökhan Okan`ın dediği gibi (bir televizyonun anahaber bülteninde) cilt hastasıydı ve bu hastalık sonucu gün geçtikçe teni beyazlışıyor muydu?

Medya ölmüş bir insanın üzerinden bile hergün yeni bir gündem yaratıyor. Gerçi medyanın dirisine saygısı olmadı ki ölüsüne saygı göstersin. Tabi tüm medyayı suçlamıyorum, bazı televizyon ve radyo kanalları Micheal`in ölümüne saygı göstererek onu müziği ile andı. Ve anılmaya da devam edecek.

Nasılki bizden önceki jenerasyonların gönlünde her zaman bir Beatles veya Elvis varsa, biz 80 kuşağının ise her zaman gönlünde bir Michael Jackson olacak.

Bugün ölmüş olsanda, biz seni müziğinle yaşatacağız…
Cenk

1 yorum:

  1. Okumaktan keyif aldım. Yazılarınızın devamını bekliyorum.

    Sevgiler...

    Erdem

    YanıtlaSil